Zeytinin Öyküsü
Dünya da 800 milyon adet zeytin ağacı olduğu tahmin edilmektedir. Bu ağaçların %95’inin Akdeniz havzasında olduğu bilinmektedir.
İlk olarak Yunanistan’ın Santorini adasında ortaya çıktığı düşünülmektedir. Yunanistan da zeytinin tarihi 4000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Zeytin ağacına ilişkin en eski veri Ege denizindeki Santorini adasında yapılan arkeolojik çalışmalara dayanır. Bu çalışmalarda 39000 yıllık zeytin yaprağı fosilleri ortaya çıkarıldı. Kuzey Afrika’daki Sahra bölgesinde gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalarda ise M.Ö. 12000 yılına ait zeytin ağacı bulgularına rastlanmıştır.
Zeytinin tarihçesi
Bugün batı dillerinin tamamında değişik söyleyişleri olan “oil” kelimesi eski Yunancada zeytin ağacı anlamına gelen “eleia” kelimesinden türemiştir. Zeytin yetiştiriciliğinin ilk insanlarla birlikte başladığı kabul edilmekte ve “zeytin bütün ağaçların ilkidir.” denilmektedir. Zeytinin insanlık tarihindeki önemine tüm kutsal kitaplarda yaradılış ve kuruluş efsanelerinde yer verilmektedir.
Zeytin ağacının kökleri
Zeytin tarih öncesi çağlardan bu yana doğada bulunur ve Akdeniz kültürünün önemli bir parçasıdır. Bilim, zeytin ağacının ne zaman oluştuğunu tam olarak söyleyemese de mitoloji zeytinin varoluşuna kendince açıklık getirir. Zeytin ağacı yeryüzüne bir armağan olarak gönderilmiştir. Yunanistan’ın başkenti Atina ismini “Athena”dan almaktadır, Athena ise ismini zeytin ağacından almıştır. Ayrıca Athena’nın o meşhur ağacının da Atina’daki Akropolis’de Portiko’nun yanında duran zeytin ağacı olduğuna inanılır.
Eski Yunan da zeytin ağacının yeri
Zeytin, bekâreti ve arılığı(saflığı) temsil eder. Eski yunan da zeytini yalnızca bakireler toplayabilirdi. Bakire olmayanlar bu meyveye el süremezlerdi, zeytin bu denli kutsanmıştır. Athena da bakiredir ve arılığı(saflığı) temsil eder. Sistemin ona biçtiği rol bekâreti temsil etmesidir. O nedenle Athena ilk zeytin ağacını yeşertir.
Antik Yunanlılara göre kutsal bir aileden gelmiş olanın en önemli işareti bir zeytin ağacının altında doğmuş olmaktır. Çünkü Zeus’un ikiz çocukları Apollon ve Arthemis zeytinlikte doğmuşlardır. Yine efsaneye göre bu uygarlıklar ölülerinin sayısı kadar zeytin ağacı dikerler.
Solon Kanunları: Tarihte bilinen ilk zeytin koruma kanunu
Antik Yunanda yedi bilgeden biri kabul edilen Solon’un koyduğu kanunlarda zeytin ağacı kesenlere ağır cezalar uygulanmıştır. O dönemlerde zeytin ağacı kesmenin cezası mutlak ölümdü. Bu, tarihteki bilinen ilk zeytin ağacı koruma kanunudur.
Bir başka efsaneye göre ise savaşçılar tarafından korunan bu ağaç M.Ö. 4802’deki Pers işgalinde Acropolis ile birlikte yakılır. İşgalden sonra Acropolis yıkıntıları arasında kalan zeytin ağacı filizlenir, yeniden canlanır ve sürgünleri tüm Yunanistan’a dikilir. Bu nedenle olmalıdır ki tüm zeytin ağaçlarının Athena’nın yarattığı bu ilk zeytin ağacından türediği söylenir.
EFSANELER
İlk efsane: Nuh Tufanı ‘.. ve insanlık zeytinle yeniden doğar.’
Eski Ahitte yer alan efsanelerden biri “Hz.Nuh ve tufan”dan bahseder. Yarattığı Ademoğlunun yeryüzüne kötülük tohumları saçtığını gören Tanrı onları bir tufanla cezalandırmaya karar verir ve Hz .Nuh’a bir gemi yapmasını, bu gemiye her temiz hayvandan erkek ve dişi yedişer, her temiz olamayan hayvandan erkek ve dişi ikişer ve kuşlardan da erkek ve dişi yedişer tane almasını söyler.
Ardından Büyük Tufan başlar, Hz. Nuh ve gemisindeki canlılar hariç yeryüzü üzerinde yaşayan her şey silinir. Tufan durulduğu zaman Hz. Nuh suların çekilip çekilmediğini anlamak için penceresinden bir güvercini güneşin battığı yere doğru salıverir. Sular çekilmediği için güvercin gemiye geri döner. Hz.Nuh yedi gün sonra güvercini tekrar salar, güvercin bu sefer ağzında yeni koparılmış bir zeytin yaprağı ile gelir. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekildiğini anlar. Ağzında zeytin dalı ve yaprağı tutan güvercin o günden bugüne umudun, yeniden doğuşun, başlangıcın, barışın ve esenliğin simgesi olur.
Böyle büyük bir tufanın yok edici gücüne karşı direnen ve ayakta kalan zeytin ağacı ise tarih boyunca ölümsüzlüğün simgesi olarak kabul edilir.
Hz. Adem Efsanesi- “Zeytin Tüm Ağaçların İlkidir.”
Efsaneye göre Havva ile birlikte yasak meyveyi yiyerek cennetten kovulan Âdem, 930 yaşındayken öleceğini hisseder ve tanrıdan kendisini ve tüm insanlığı bağışlamasını dilemeye karar verir. Bu konuda oğlu Şit’i (Şit: Kur’an da ismi geçmeyen peygamberlerdendir, Âdem’den sonra dünyaya gönderilen ikinci dünyada doğan ilk peygamberdir) görevlendirir ve onu cennet bahçesine gönderir. Bahçenin bekçiliğini yapan melek Şit’in duası üzerine iyi-kötü ağacından aldığı üç tohumu ona verir ve babasını gömmeden önce tohumları onun ağzına koyması gerektiğini söyler. Âdem kısa bir süre sonra ölür ve Tabor dağı (Tabor Dağı: İsrail’in kuzeyinde eskiden Galile olarak anılan ülkede yer alan bir Dağ) yakınındaki Hepron Vadisine gömülür. Âdem’in gömüldüğü yerde yeşeren üç ağaç; zeytin, sedir ve servi’dir. Bu efsaneye göre tanrı ve insan arasındaki barış sağlanmıştır.
- Zeytin ağacı 2000 yıl yaşayabilen ve meyve vermeye devam edebilen tek ağaçtır.
Eski Mısır
Eski mısırda zeytin tanrısal erdemlere eşlik ederdi. Firavun Tutankamon’nun başlığındaki zeytin yapraklarıyla örtülü taç, adaletin tacıydı. Çocuk denebilicek bir yaşta hayata veda eden Mısır’ın en çok bilinen firavunu Tutankamonu bu “adalet tacı” ile resmeden sayısız esere rastlamak mümkündür.
Eski Ahit
“Refah ve bolluğun sembolü; Zeytin.”
Eski Ahit’e göre zeytin, refahın ve bolluğun sembolüdür ve yalnız Eski Ahit değil, tüm kutsal kitaplarda zeytin ağacı kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, bilgeliğin, aklın, arınmanın ve yeniden doğuşun kısaca insanlık için en önemli erdem ve değerlerin sembolüdür.
Kutsal Kitaplarda Mükemmel Dünyanın Ağacı
İnsanlar için zeytin ağacı kutsaldır, onu Yehova’nın en değerli armağanı olarak düşünürler. Zeytin ağacının kutsallığı onlardan Araplara ve İslam’a aktarılmıştır. Zeytin ağacı mükemmel dünyanın ağacı, onun merkezi ve destek sütunudur kabul edilir.
İncilde; Hristiyanlık açısından zeytin dalı taşıyan güvercin, ölenlerin ruhlarını gagasıyla Tanrı’ya taşıyan bir vasıta olarak yorumlanır. Pavlos’un Romalılar’a mektubunda ise Zeytin Ağacını bir benzetme aracı olarak kullanmıştır. ‘’…Eğer kök kutsalsa dallar da kutsaldır. Ama iyi cins zeytin ağacının kimi dalları budandıysa ve sen yabani bir zeytinken onların arasına aşılanıp, onlarla birlikte ağacın yaşam sağlayan özüne ortak oldunsa sakın önceki dallara karşı böbürlenme!’’
Sen yabanıl zeytin ağacından kesilip doğaya aykırı olarak iyi cins zeytin ağacına aşılandınsa, iyi cins ağaçtan budanan dallar ne denli kolaylıkla kendi ağaçlarına aşılanacaklardır! ( Romalılara mektup 11:16-24)
Kudüs’te Zeytindağı’nın batı eteklerinde bulunan Cetsımani adında bir zeytinlik vardır. Burası Hz. İsa’nın sıkça uğradığı Kidron vadisinin yakınlarındadır. Suyu gür akan çeşmeleri, geniş ve güzel yolları olan bu bahçede tarihi sekiz zeytin ağacı bulunmaktadır ve bölge halkı bu ağaçların Mesih döneminden kaldığına inanırlar. Zahitler bu ağaçlardan topladıkları zeytinleri çekirdeklerini ipe dizerek tespih yaparlar. Bir inanışa göre Hz. İsa Romalı askerlere bu zeytinlikte yakalanmıştır. Pek çok insan sıkıntıya düştüğünde Cetsımani’ye sığınarak dua eder ve burada huzur bulacağına inanır.
evrat ve İncil’de Zeytin kelimesi 140 kez geçer.
Kudüs’ün doğusunda kalan “Zeytinlikdağı” üç semavi din olan Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık için kutsal sayılır.
Kur’an-ı Kerim’de de zeytin kelimesi dört surede altı kez geçer.
- Nur Suresi’nde; zeytin şöyle geçmektedir:”Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fanus içinde. Fanus sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. (Nur suresi 35.Ayet)
- Tin Suresi’nde; “İncire ve Zeytine ant olsun”. Tin Suresi insan yaradılışının Ahsen-i Takvim sırrını açıklaması yönünden anlamlıdır. Bazı yorumculara göre de Tin; İncir ağacını anlatır.Ayetin Batıni yorumunda incir çekirdeğinin erkeğin üreme hücresini, zeytinin kadının yumurta hücresini simgelediği varsayılır.
- En’Am Suresinde ayet; O gökten su indirendir. İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarıp onlardan yeşillik meydana getirir ve o yeşil bitkilerden, üst üste binmiş taneler,- hurma ağacının tomurcuğunda da aşağıya sarkmış salkımlar- üzüm bahçeleri, zeytin ve nar çıkarırız.
- Nahl Suresi’nde; “Sizin için gökten su indiren O’dur; içecek ondan, ağaç ondandır(ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız. Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır.” (Nahl Suresi, 10-11)
Zeytin Hakkında Kısa Bilgiler
- Dünya üzerinde yetişen ağaçların ilkidir.
- Yunan Mitolojisinde tanrıça Athena’nın hayatını sürdürebilmesi için zeytin ağacını sürekli görmesi gerekiyordu. Kimi tanrılarında zeytin ağacının altında doğması gerekiyordu.
- Sezar başında zeytin ağaçlarından yapılmış taçla halkın karşısına çıkardı.
- Uzun süre olimpiyatlarda kazanan kişiye zeytin dalından yapılmış taç takılır ve zeytinyağı ile ödüllendirilirdi.
- Efsanevi kahraman Herkül’ün silahı zeytin ağacındandır.
- Eski çağda zeytin ağacına zarar verenler ölümle cezalandırılırdı.
- İsa’nın çarmıha gerildiği haç zeytin ağacından yapılmıştır.
- Davut, Abo Şalomdan kaçarken Kudüs’ün doğusundaki zeytinlik dağının yamaçlarına tırmanmıştır.
- Eski yunan da kutsal ağaç olarak kabul edilip zeytin tarımının sadece iyi ve dürüst insanlar tarafından yapılmasına izin verilmekteydi.
- Nuh’un karayı bulmasını sağlayan sadece bir zeytin dalıydı.
- Paranın icadından önce zeytin yağı sıvı altın olarak kullanılırdı.
- İlk eski madeni paralarda semboller zeytin yapraklarından yapılırdı
- Zeytin ağacı; akıl ve zaferin, zeytin dalı; yeniden doğuşun, zeytinyağı; saflık ve sadeliğin sembolü sayılmakta idi, modern kimyanın gelişmesi ile de zeytin yaprağı sağlığın ve uzun ömrün anahtarı olarak görülmüştür.
- Zeytin yaprağının şifa değeri, zeytinyağının şifa değerinden yaklaşık 70 kat daha fazladır.
- Zeytinyağı anne sütüne en eşdeğer nitelikteki gıdadır.
Zeytin Ağacı 2000 yıl Nasıl Yaşar?
Zeytin ağacının uzun yaşamasının sırrı ve şifa değeri modern kimyanın gelişmesi ile keşfedilebilmiştir. Havada bulunan birçok mikroorganizma, bakteri ve hastalıklara karşı nasıl dayanabildiğinin sırrı çözüldü.
Zeytin ağacının uzun yaşam süresi, onu zararlı organizmalara karşı koruyan polifenolik antioksidan olan “oleuropein” adlı bir madde üretmesine borçludur. İçeriğindeki bu oleuropein ve elenoik asit aktif bileşenlerinin doğal bitkisel antibiyotik ve antioksidan olduğu, anti-mikrobiyal ajan olarak görev yaptığı bilimsel araştırmalar sonucu kaydedilmiştir.
Elenoik asit ve oleuropeinden türeyen kalsiyum elenoat ise zeytin ağacının çok çeşitli mikroorganizma gruplarına karşı uzak tutma özelliğine sahiptir. Sadece zeytin yaprağında bulunan bu madde, zeytin ağacının binlerce yıl yaşayabilmesi, meyve verebilmesi, insanlara sağlık sunabilmesi için doğanın bize armağanıdır.
Zeytin Yaprağının Şifa Değeri
Bugün zeytin yaprağının faydalı kullanımını ve kolay tıbbi bitki oluşunu çok az insan bilir. Son yıllarda birçok ülke tarafından bitkisel ilaç olarak kullanılması bu konudaki araştırmalara hız kazandırmıştır.
Zeytin yaprakları binlerce yıldır hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Zeytin yaprağının şifası üzerine 69 kitap 1800’den fazla makale, dergi ve çeşitli yayınlar yapılmıştır.
Bugüne kadar zeytin yaprağında 100’e yakın biyoyararlılığı bulunan etken madde bulunmuştur. Zeytin yaprağında bulunan fenolik ve flavonoid bileşikler insan vücudunun bağışıklık sistemini güçlendirip hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlar. Bu özellik zeytin ağacını 2bin yıl yaşatabilen doğal özelliktir. 1800’lü yıllara gelindiğinde ise zeytin yaprağı şurup haline getirilerek ateş düşürücü olarak kullanılmıştır. İlerleyen yıllarda ise sıtma tedavisinde etkin olarak kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle son yıllarda ekstraksiyon yöntemlerinin geliştirilmesinden sonra bitkilerin sıvı ekstraktları hem kullanımı kolaylaştırmış hem de bitkilerdeki yararlı etkin maddelerin daha da işe yarar olma yönlerini sağlamıştır.
Neden Zeytin Yaprağı Ekstraktı Kullanılmalı?
Ekstraksiyon ( Öz çıkarma ) yöntemi bitkilerin sadece yararlı, etkili maddelerini elde etmek ve ilaç etkisi gösterebilmesini sağlamak adına tercih edilebilir. Bitkilerde bulunan yararlı etken maddeler ortalama %1-3 oranında bulunur. Günde 10 bardak bitki çayı içmek yerine 1 yemek kaşığı sıvı ekstrakt tüketmek daha yararlıdır ve kullanımı kolaydır.
Ekstraksiyon yönteminde bitkilerde bulunan ve biyoyararlılığı bilinen maddeler zarar görmez. Yine aynı yöntem ile işlenen bitkilerdeki birçok yararlı madde ev ortamında yapılan hiçbir işlem ile açığa çıkmamaktadır. Kısacası kullanılması düşünülen bitkilerin ilaç etkisi göstermesi ve sonuç endeksli olması isteniyor ise tartışmasız en güvenli yol güvenilir sıvı ekstrakt olmalıdır.
Zeytin Yaprağı ve Ekstraktı Hangi Hastalıkların Tedavisine Yardımcıdır?
İn vivo şartlarda (canlı vücudunda) yapılan birçok çalışmada zeytin yaprağını vasodilatör (damar genişletici) etki yaptığı ve dolayısıyla da tansiyonu düşürdüğü anti-aritmik özelliği olduğu, aynı zamanda LDL kolesterol seviyesinde düşmeye neden olduğu sonucuna varılmıştır.
Laboratuar ve klinik çalışmalar neticesinde ise; zeytin yaprağının kalp rahatsızlıklarında, kalp yetmezliğinde ve damar tıkanıklığı üzerinde etkili olduğu gözlenmiştir. Yine canlı vücudunda yapılan çalışmalarda yüksek seviyedeki kan şekerini düşürdüğü gözlemlenmiştir. Özellikle Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü Zeytin Yaprağının 21.yy.da keşfedilen en önemli doğal anti-mikrobiyal ve antiviral etkiye sahip bitki olduğunu bildirmiştir.
Geçmiş zamanlarda antibiyotik ile tedavi edilebilen hastalıkların artık bakterilerin ve virüslerin antibiyotiklere karşı direnç kazanması ile tedavileri zorlaşmıştır. Oleuropein etken maddesi antibiyotiğe karşı direnç kazanmış mikroorganizmalarda etkilidir. Zeytin yaprağında ayrıca A,D,E,K vitaminleri bulunuyor. A vitamini iyi görmemiz için, D vitamini kemik yapısı için, E vitamini vücut içerisinde oksijen radikallerinin oluşumunun önlenmesinde, K vitamini kanın pıhtılaşma zincirinde etkili faktörlerin sentezi için gereklidir.
Zeytin yaprağı ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirerek hücre yenilenmesini aktive eder. Bu sayede ağaçta yaptığı gibi insanda da yaşlanmayı kısmen geciktirir. Bronşit, kulak iltihabı, sinüzit, ishal, hepatit A-B-C, zatürre, soğuk algınlığı, boğaz enfeksiyonları, vücut yorgunluğu, mantar enfeksiyonları, yüksek ateş, sıtma, romatizma, hemoroid, yüksek kolesterol vb. birçok sorunda iyileştirici özelliklere sahiptir.